Hoş Geldin

Sevgili okur, buraya geldiğin andan itibaren benimsin; arkana yaslan, al eline bir fincan kahve ve izlemeye başla. Haydi kolay gelsin ...

8 Haziran 2011 Çarşamba

GECENİN KÖRÜ VOL.4.

Gecenin bu vakti aklıma, 'Benim de bir aşk hikayem olur mu acaba?' sorusu takıldı. Zihnimi de ortaokul yıllarında ilk görüşte tiksintiye tutulduğum andaki haliyle tıpkısının aynısından bir havuz problemi gibi zorladı açıkçası en babasından. Bu konuda çok ümitsiz olduğumu belirteyim öncelikle. Aslında yoğun bi ümit de yok içimde. Sadece bazı duyguları öyle çok özlüyorum ki. Yani hissettiğim geleceğe değil geçmişe yönelik. ( Zaten bu aralar hayal ederken bile geçmişi kullanıyorum. Yaşadıklarimi değiştirip değiştirip bugüne taşıyorum. ) çok özlüyorum özlemesine ama Tekrar aynı duyguları yaşamak öyle de imkansız geliyor işte bana şu sıralar, hatta önceki sıralar, hatta bundan sonraki sıralar ... :) Benim gibi seçici geçirgen hatta seçemeyen ve hatta da seçilmeyen bir insanın nasıl olur da herhangi birisiyle herhangi bir serüveni olacak zaten. Kanımca bildiğin imkansız bi durum sayın pek sevgili okur. Böyle birinin en büyük serüveni platonik mecnun, sanal sevgili olması olur herhalde. Voov söylemek bile nefesimi kesti düşünsenize biiiii... Aman ne büyük macera her neyse. :) Sevgili okur kısaca içimi kıpraştıracak olaylar silsilesi istiyorum ben ya hu şu bayat hayata. Şu an pudingsiz püskevitli pasta gibi hissediyorum kendimi. ( Böyle de güzel örneklerim olayı. :) )
Ha unutmadan ezik ilişkiler de bana göre değil işte. Yalnızca insan değil gördüğünüz üzre ilişki de seçiyorum ben. Öyle kolay değil benle olmak hey yavrum hey. Kimler kimler eşikten döndü. ( Mahallenin delisiyle, Esenyurt'un apaçisi işte :) ) Ne sandıydın sevgili henüz sayamadığım okurlarım. Neyse kendimle ilgili bir tespit yapmam gerekiyor yazımın ahanda tam şurasında. Ve yapıyorum yaptııım. Manyağım ben galiba, hatta yoğum ben yoğum. Etrafınızda orda burda böyle birileri yokmuş gibi davranın siz de, ya da ya da en iyisi he diyin geçin. Gece gece neler düşünmeye başladım. Birinin bana dur demesi diyeceğim fakat o değil de aksine beni hiç kimsenin kale almamasına ihtiyacım var. Dikkat çektikçe şımarıyorum ihi neyse. :) Sonuç olarak ilginç bir aşk hikayesi yaşamam şart size anlatmak için bilmem anlatabiliyor muyum? :) Yazıyı da mükemmel bağladım, gönül rahatlığıyla yatıp zıbarabilirim ohh. Tatlı rüyalar sevgili okur...

AŞKA DAİR

Her aşkı kabul edemiyor insan. Bünye meselesi biraz da galiba. Her ilaç her vücutta aynı etkiyi göstermez ya her aşk da her ruha uymuyor işte ...
 Geçen gün bir yerde, 'Olmayan bir sevgiliyi beklemek, aşkı küstürmektir.' diye bir cümle okudum. Bu cümle üzerine ben aldım külahımı önüme ciddi ciddi düşündüm, iç sesimle fikir teatisinde bulundum uzun uzun. Acaba dedim, acaba yanlış mı yapıyorum. Ben de O'nu istiyorum çünkü ben de küstürüyorum aşkı.  İç sesimle yaptığım bu hesaplaşma sonucunda, kendimle yeniden barışıverdim kendimi yeniden sevdim yani, her neyse sonuç olarak bir ben miyim dedim bu dünyada böyle düşünen. Tabiki değilim. Yani acayip bir varlık olmadığıma göre niçin değiştireyim ben kendimi sevgili okur. Zaten şu saatten sonra (Her teenager gibi yaşım kemale ermişçesine de konuşurum böyle.) kıçımı yırtsam huyumu değiştiremem, suyumu bilemem tabi onu bir zorlamak lazım. Bir de şöyle bir şey var yırtsam falan diyorum bireysel konuşuyorum yani. Biri çıkar tamamen değişirim belki onu bilemem. Ama şimdilik aşk meşk işlerinde umutsuz vakayım. (Tamam okur geçmişten gelen bir yaram var bilmiş bilmiş konuşma şimdi orada.)
 Ben ama ruhumdaki bu saçma sapanlıkların kaynağını buldum ama buldum. Asıl neden sürekli erkeklerle yarış halinde olmam. Onları aşma isteğine sahip biriyim ya onları vurdumduymazlıkta da soğukkanlılıkta da efendime söyleyeyim belki de çapkınlıkta da geçeceğim. Olacak yani illa olmasa da öyle gibi davranmak zorundayım zayıflığı niye kabul edeyim. Artık siz deyin erkeklik eğilimi ben diyeyim boyumu aşan egolarım ... Öff geç bunları geç kendi hayatım bana yeterince ağır, elalemin hayatını öğrenip sonra bir de ceremesini çekemem. :)
 Seveni de sevemem sevgili okur iten çeker beni anlatabiliyor muyum ?
 Ama ama belki bu davranışlarımın sonucu ne olur postmodern bir aşk efsanesi yaratamaz mıyım, olabilir yani. Ya da ben ve kedilerim, oldukça hacimli film-kitap koleksiyonumla yok olup giderim kim bilir...
 Sizin gibi değilim ben seveni sevmem ...
 Aşkta temkinli ol ama her daim sevgiyle kal okur ...